Stoacı felsefenin üstünde ortaklaştığı evrensel devlet yani ‘’ kosmopolis ‘’ düşüncesinin günümüz modern hukuk sistemleri çerçevesinde değerlendirmesi

Melis Ceylan
2 min readFeb 16, 2021

--

M.Ö. 3. ve 4. yüzyılda önce Makedon sonra Roma İmparatorluğu hakimiyetine girerek yıkılmaya başlayan Yunan ‘’polis‘’ lerinde bu yıkımın da etkisiyle düşünce tarzlarında bir değişim başlamıştır. O güne kadar savunulan ‘’sadece vatandaşlar arası eşitlik ‘’ yerine ‘’ tüm dünya insanları arası bir eşitlik ‘’ savunulmaya başlanmıştır. Bu fikri ortaya atan ve savunan grup ‘’Stoacı Okul ‘’dur. Stoacılara göre ‘’evrensel akıl aynı zamanda tanrısal akıl ‘’ dır. Yani tüm insanlar aynı tanrının aklını taşımaktadırlar ve bu ortak akıl sayesinde ortak gayelere sahiptirler. Dolayısıyla insanların eşit tutulması yani aralarında din ,dil ,ırk ayrımı yapılmaksızın aynı hukuka tabi olmaları onlar için hiçbir sıkıntı yaratmayacak aksine düzenin devamlılığını sağlayacaktır. Buna göre herkesin aynı hukuka tabi olduğu yani aynı haklara ve sorumluluklara sahip olduğu şehirleri de aşan bir dünya devleti yani‘’ kozmopolis ‘’mümkündür.

Günümüzde ‘’kozmopolis ‘’ düşüncesini destekler nitelikte oluşumların varlıklarından söz edebiliriz. Pozitif bilimlerin dolayısıyla teknolojinin gelişmesi ile birlikte ülkeler ;gelişen ekonomik ,siyasal ve sosyal düzende kendilerine yer bulabilmek için attıkları adımların tüm insanlar için güvenilir olduğunu ve herhangi bir insan hakkı ihlalinde yargılanabilir olduklarını ayrıca dünya üzerindeki insan hakları standartlarını yakalamış olduklarını temin etmeye dayalı kozmopolitik kanunlaştırma hareketlerine gitmişlerdir, bu konuda antlaşmalar yapmışlar ve uluslararası örgütler kurmuşlardır.Bu örgütlerin dünyanın her yerinde bölgesel ve evrensel olmak üzere birçok örneği vardır.(Birleşmiş Milletler,Avrupa Birliği,Afrika İnsan Hakları Sözleşmesi…) Bu tür örgütlerin etkisini,bunların önemli bir örneği olan Birleşmiş Milletler’in üzerinde görebiliriz.Birleşmiş Milletler günümüzde insan hakları açısından birnevi yürütme gücüdür.Devletlerin mülkilik alanı içindeki insanlara (vatandaşlarına ve mültecilere) karşı pozitif ve negatif yükümlülükleri vardır.Pozitif yükümlülükleri bu insanları koruyacak rejimi oluşturmak ve oluşturmaya muktedir olmaktır.Negatif yükümlülükleri ise insanların özel hayatına ve vücut bütünlüğüne müdahale etmemektir(belirli şartlar dışında).Tüm bu yükümlülükler ve şartlar Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde belirtilmiştir.Devletler bunu kabul ettikleri takdirde buradaki şartları yani temel insan haklarını insanlarına sağlamak zorundadırlar çünkü herhangi bir hak ihlalinde Güvenlik Konseyi’nde yargılanacaklarını yani bunun bir yaptırımı olacağını bilirler.

Günümüzde örgütler sayesinde insanların tıpkı bir kosmopoliste yani bir dünya devletinde yaşıyormuş gibi eşit şartlarda ,aynı temel haklara sahip olarak yaşaması ve hukuk sistemlerinin paralelize edilmesi sağlanmaya çalışılmış ; temel insan hakları çeşitli yargılama organları ve kanunlaşma hareketleriyle güvence altına alınmıştır. Günümüzdeki bu sistemlerin temeli ‘’stoacıların evrensel devlet düşüncesi ‘’ne dayanır diyebiliriz.

--

--